Değerli dostlarım! Toplum olarak ekonomik, sosyal ve psikolojik sorunların yoğun olduğu bir dönemdeyiz. Bu dönem öylesine ağır bir dönemdir ki tökezleyen kişi, ayaklar altında ezilmektedir. Artık maalesef nerdeyse kimse menfaati uğruna aşmayacağı kırmızıçizgi bırakmamıştır. Oysa ki gerçek şefkat ve merhamete tam da zor günlerde ihtiyacımız vardır. Yoklukta fakire vermeyi, akrabaya bakmayı ve çaresizlere çare olmayı daha çok önemsemeliyiz.
Dostlarım! Toplumda her ne kadar bireyler kendilerini güçlü hissetse veya öyle gösterse de herkesin zayıf ve yaralı olduğu bir yönü vardır. İşte toplumsal huzuru bulmamız bireylerin birbirinin gösterilmeyen yaralarına dahi merhem olmasıyla mümkün olur. o yüzden de arkadaşlarımızın akrabalarımızın sırlarını ve kusurlarını araştırmak yerine yaralarını araştırmak sormak ve yaraya çare olmalıyız. Gizli yarayı görmek zor değildir. aksine küçük bir empati ile mümkündür. Komşunun hastası olan kişi bu duruma düşmesi halinde neye ihtiyacı olacağını düşünerek komşusunun ihtiyacını fark edebilir. Elinde bir işi olmayan ayrıca bir gelire sahip olmayan bir ailenin illa gelip de bizden sadaka istemesini beklemek gerekir. Onların muhtaç olduğunu konu komşu olarak zaten hissetmemiz lazım. Bu nedenle de sormadan vermek incitmeden yaraya merhem olabilme erdemliğini göstermeliyiz.
Kaza geçiren birine sadece dil ucuyla geçmiş olsun demek yerine gerekirse ekonomik anlamda da destek olmak, ölen kişinin ailesinin mevlidine yemek yemeden önce onlara katkı sunmak gerçek dostluk ve fedakârlıktır. Eskiden taziyelere elimizde en azından bir yağ kutusu, şeker torbası veya çay paketi ile gidilirken maalesef şimdi taziye evine hep eli boş gidilmektedir. Hâlbuki bölgemizde taziye sahibi büyük bir borçla taziyesini bitiriyor. Durumu olan ise büyük bir masrafla taziyesini tamamlayabiliyor. Öyle acı bir durum ki maalesef taziyesinde kredi çeken vatandaşlarımızda var. Bu nedenle hiç olmasa yemek vakitlerinde dışardan gelenler hariç diğer insanlar kendi evinde yemeğini yiyerek gelmeli hatta taziye evinden uzaktan gelen misafirleri ağırlamalıdır. Zaten Hz. Peygamberin de emri bu yöndedir.
Kıymetli okuyucularım!... Toplum, bir erdemi ve güzel adeti çok zor kazanır. Ancak ihmal edildiğinde yeni kuşaklar bu güzel adetleri hemen unutur. Bu nedenle de güzel adetlerimizi ve merhamet duygularımızı sonraki nesillerimize aşılamalı onlara da bunu uygulatmalıyız. Aksine birgün şevkat ellerine muhtaç olduğumuzda etrafta kimsenin olmamasının ne kadar da acı olduğunu biz de tadacağız. Şefkat ve merhamet duygularını yaşayan toplum ve birey olmamız dileğiyle hepinize saygılarımı sunarım.