Malumdur ki İSLAM genel mefhum itibariyle Muhammet’tin (sa) tüm beşere getirdiği şeriattır. Örfi manayla namaz, oruç, hac, zekât ve kelime-i şehadetten ibarettir. Bu beş rüknün bulunduğu insan müslümandır, bulunmayan ise gayr-i Müslim listesine girmektedir. Bu beş esasın bulunduğu kişi hem kendisine hem bütün insanlara hatta diğer canlılara hayırlıdır, faydalıdır. Zira bu beş rüknün birincisi kelime şahadettir. Bu inanç insanı inkârdan, küfür karanlığından, ateizmin bataklığından temizler. Namaz, oruç ve hac insanın iç âlemini temizler, her türlü habis düşünce, davranış ve kötü ahlaktan haramdan arındırır, ruhi âlemini sadeleştirir. Allah,(cc) “namaz fuhuştan ve çirkinden temizler”buyurur. Zekât de bütün insanları yardımlaşmaya, müspet yaşamaya, kin, adaveti insanlardan silmeye, fakirle zengini AHİLİK (kardeşlik) topluluğuna girmeye sebep olur. Hac kişinin her türlü hatadan tecerrüt olmasına vesiledir, oruç kişinin nefsini, iç âlemini temizlemekte, nefsin gemini tutmakta, nefsi terbiye altına almaktadır. Binaenaleyh eğer Müslüman İslam’ın bu beş esasını
istenildiği gibi tatbik etseydi dünyasında ve ahiretinde serfiraz olacaktı.
Ne yazıktır ki insan bu beş esası ya terk eder, ya da istenildiği gibi yaşamaz, belki taklidi bir şekilde icra eder. Bundan ötürü İslam düşmanları İslami, İslami fobi (korkunç, tehlikeli ) diye tesmiye ederler ve İslam’dan ibaret olan kuranı yakarlar, hatta telvis ederler. Eğer biz İslam’ın beş esasını tam istenilen şekliyle tatbik etseydik ve kuranı da tam anlasaydık, yasa olarak hayatımıza derç etseydik, içeriğini kendimizde tatbik etseydik, bu küfür cüceleri ona dokunamazdı, belki Asr-ı saadet gibi fevce fevç İslam'a dâhil olacaklardı.
İslam’ın beş rüknünü icra edelim.
Kalbe, ruha ve bedene aşılayalım.
Sathi tatbikattan da feragat edelim.
Bu ciddi tatbik ile Müslüman olalım. Hakka namzet ol.