Değerli Dostlarım! Her yıl 10 Ocak'ta kutlanan Dünya Gazeteciler Günü, demokratik toplumların vazgeçilmez unsurlarından biri olan gazetecilerin önemini vurgulamak için kıymetli bir gündür.
Gerçek Gazeteciler, toplumun doğru ve tarafsız bir şekilde bilgilendirilmesi için çalışan, halkın sesi olan kişilerdir. Gündemdeki gelişmeleri takip ederek, kamuoyunun haberdar olmasını sağlarlar. Ayrıca, yolsuzluk, hak ihlalleri gibi önemli konuları gündeme getirerek, toplumsal farkındalık yaratırlar. Gazetecilik, zor ve riskli bir meslektir. Gazeteciler, yaptıkları haberler nedeniyle baskı, tehdit ve hatta şiddete maruz kalabilirler. Ancak, bu zorluklara rağmen, gazeteciler görevlerini layıkıyla yerine getirmeye devam ederler.
Gazetecilerin toplum için oynadığı rol, demokratik toplumların temelini oluşturur. Gazeteciler, halkı bilgilendirerek, toplumda şeffaflık ve hesap verebilirliği sağlarlar. Ayrıca, demokratik sürecin işleyişi için önemli bir rol oynarlar. Gazetecilerin toplum için oynadığı rolü göz önünde bulundurarak, onlara destek olmak önemlidir. Gazetecilerin çalışmalarını özgürce yapabilmeleri için, ifade özgürlüğünün korunması ve gazetecilerin haklarının güvence altına alınması gerekmektedir.
Dünya genelinde gelişen son siyasi olaylar, kendilerini medeniyetin ve ifade özgürlüğünün teminatı olarak gösteren Batı'nın gazetecilerin korunması konusunda temel bir ilkeye sahip olmadığını göstermiştir. Batı, kendi çizdiği çerçevede yayın yapan basını korurken, kendi istek ve amaçları doğrultusunda haber yapmayan basın mensuplarını göz ardı etmekte ve onlara yönelik çifte standart uygulamaktadır. Bunun en bariz örneğini İsrail'in Filistin'e uyguladığı soykırım sürecinde müşahede ettik. Filistin'de özgür basın susturulmuş, İsrail'in göstermek istediği şekilde olayları göstermeyen gazetecilere hareket alanı tanınmamış, Filistin'de meydana gelen çocuk, kadın ve sivil ayrımı yapılmaksızın yapılan soykırımı sansürlemek isteyen İsrail, savaş meydanında görev yapan gazetecileri çekinmeden hedef almış ve yüzlerce basın mensubunun canını yitirmesine ve yaralanmasına neden olmuştur. İşin acı veren boyutu ise Batı toplumu da buna seyirci kalmış ve hararetle savunduğu basın özgürlüğünün temsilcilerine yönelik bu menfur saldırıları kınamamıştır bile.
Değerli dostlarım! Gerek dünya genelinde gerekse de ülkemizde basının özgürlüğü ve halkın gerçek bilgiye erişimi için basın mensuplarının tam bir özgürlük içinde çalışabilmesi gerekir. Bu nedenle de Filistin’de katledilen basın mensuplarına rabbimden mağfiret dilerken ülkemizde de haksız yere tutuklu olan gazetecilerin de bir an önce ailelerine kavuşmalarını temenni ederim. Bu vesile ile başta Batman’daki 23 gazetede emek sarf eden meslektaşlarım olmak üzere dünyanın farklı coğrafyasında zor şartlar altında görev yapan tüm özgür basın mensuplarına derin saygılarımı sunarım.