Ramazan ayı girince peygamber efendimiz sadaka verme hususunda diğer aylara göre daha cömert davranırdı. Nitekim Buhari de geçen bir hadiste peygamber efendimiz (sav) Ramazan ayında rahmet yüklü rüzgardan daha cömertti buyrulmuştur. Ramazan ayı büyük bir konuma sahip olması itibariyle içinde yapılan hayır ve ibadetlerin fazileti kat kat artırılır.
Dünya malına olan düşkünlüğümüz bizi büyük yanlışlara sevk ediyor. Örneğin, yirmi, otuz sene sonrasının hesabını yaparak dünyaya yatırım yapıp mal topluyoruz . Halbuki topladığımız malı yemeğe fırsatımız olacak mı bunun garantisi yok, olsa da geçici bir faydalanma olur ki işin sonunda ölüm bizi malımızdan ve sevdiklerimizden ayıracaktır. Diğer tarafta gideceğimize zerre şüphe olmayan ahiret hayatı için yatırım yapmaktan imtina ediyoruz. Ya hiç hayır yapmıyoruz ya da maddi durumumuza göre çok cüzi bir hayır yapıp geçiştiriyoruz. Eğer “verdiklerimiz bizimdir” diyen peygamberin sözüne gerçek manada inansaydık elbette tutumumuz farklı olurdu.
Sadaka vermemek için üretilen bahaneler ve cevapları:
Fakirlik korkusu: Vereceğimiz sadakalarla fakirleşeceğimize inanmak şeytanın oyununa gelmektir. Ayette “şeytan sizi fakirlikle korkutarak size cimriliği ve hayasızlığı emreder” (Bakara268)buyrulur. Hadis i şerifte Resûlullah (sav) “Kulların sabaha eriştiği her gün mutlaka iki melek iner. Birisi; Allah’ım sadaka verenin verdiğini yerine koy, diğeri Allah’ım vermeyeninkini telef et der”. (Buhari, Müslim)
Malının azalacağından korkması: Bu korkumuzun da yersiz olduğu ayet ve hadisle sabittir. Cenab-hak Kuran-ı Kerim’de “De ki: Rabbim kullarından dilediğine bol rızık verir, dilediğine de daraltır. Başkaları için ne harcarsanız ( sadaka verirseniz) Allah yerini daima doldurur. Çünkü O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.”(Sebe 39) buyurmuştur. Resûlullah (sav)“Sadaka malı eksiltmez” (Müslim)demiştir. Başka bir hadiste “Ver ki sana da yenisi verilsin” (Buhari) buyrulmuştur.
Vereceği sadakayı az görmesi: Müslüman maddi durumu nispetinde sadaka vermekle yükümlüdür. Vereceğimizi az görüp sadaka vermekten vazgeçmek yanlış bir tutumdur. Ayette “Onlar bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcarlar...(Ali İmran 134) Resûlullaha (sav) soruldu Hangi sadaka daha üstündür? “ Az şeye sahip olanın özel bir gayret harcayarak bir şeyler vermesidir” (Ebu Dâvud) buyurdu. Bir başka hadislerinde Hz. Peygamber (sav) cehennemi anıp ondan Allah’a sığındı. Üç defa sanki cehennemi görüyormuşcasına yüzünü çevirdi. Sonra “Yarım hurmayla da olsa cehennemden sakının”... (Buhari) buyurdu. Yani yarım hurma gibi az bir hayrı dahi az görmeyin. Unutmayalım ki nice küçük amel, halis niyetle büyük olmuştur. Nice büyük amel de gaflet sebebiyle küçük olmuştur. Nice zenginler milyarları tasadduk eder ama Allah katında fakirin tasadduk ettiği bir lira kadar değer kazanmıyor. Mesele anlaşılsın diye bir örnekle somutlaştıralım fakir birinin bir lirası malının beşte biri ya da onda birine denk ise zenginin de bin lirası malının yirmide birine ya da daha fazlasına denk ise fakirin verdiği bir lira, kendi malına oranla daha çoktur. Buna işaret eden bir hadisi şerifte “bir dirhem, bin dirhemi geçti Nasıl dediler? Resûlullah Bir adamın iki dirhemi vardı. Bunlardan en iyisini tasadduk etti. ( yani malının yarısını tasadduk etmiş oldu) diğeri ise hayli zengin biriydi o da malının yanına varıp, malından bin dirhem çıkardı ve onu tasadduk etti. ( Nesâî) dolayısıyla malın miktarından ziyade, sadaka edenin fedakârlık seviyesinin mühim olduğunu göstermektedir. Burada bilmemiz gereken husus hayır yaparken Allah’ın bize verdiği mal oranında hayır yapmalıyız.
İleride başıma bir iş gelir korkusuyla mal biriktirip sadaka vermemesi : Evim yanar, arabam kaza geçirir, çocuğum hastalanır korkusuyla sadakada vermekten kaçınmak şeytanın tuzağına düşmektir. Aksine korktuğumuz şeylerin başımıza gelmesini istemiyorsak sadaka vererek korunmalıyız. Peygamber efendimiz (sav) “ kuşkusuz sadaka, Rabbin hoşnutsuzluğunu giderir. Allah’ın kişiye huzurlu bir hayat bağışlamasına vesile olur, işlenen kötülüklere mukabil başa gelebilecek kötülüklere de kefaret olur. Ve kötü bir şekilde ölmeyi Allah’ın izniyle önler”. ( Tirmizi) buyurmuştur. Bir başka hadiste “ Hastayı sadakayla, malı zekâtla koruyun. (Deylemi) buyurmuştur.
Peki Sadaka ve zekatlarımızı verirken nereye öncelik tanımalıyız ?
El cevap : Gazze’ye
Gazze’deki kardeşlerimiz hepimizin gözleri önünde açlık ve susuzluktan dolayı acı çeke çeke can veriyorlar. Bunun vebali hepimizin boynunadır. Bu vebalden kurtulmanın yolu ve çaresi sadaka ve zekatlarımızla Gazze’li kardeşlerimizin yanında olmaktır. Bu sebeple fitre, zekat ve sadakalarımızı verirken Gazze’ye öncelik tanımalıyız. Özellikle yardımlar gitmiyor diye insanları yanıltan haberlere kulak asmayalım. Bu tür yalan ve yanıltıcı haberler bilinçli bir şekilde toplum içerisine yayılıyor ki yardım yapılmasın.
Allah’ın rızasını kazanmak isteyen sadaka versin.
Malının artmasını isteyen sadaka versin.
Cehennem ateşinden korunmak isteyen sadaka versin.
Hastalıktan kurtulmak isteyen sadaka versin.
Bela ve musibetin def’ini isteyen sadaka versin.
Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe erişemezsiniz. Her ne harcarsanız Allah onu bilir. ( Al-i İmran 92)