TPAO işçileri, sloganlarla yürüyorlardı. Geçen Çarşamba günü 8 aydan bu yana mesai ücretlerini alamadıklarını belirten ve Genel Müdürlükle yapılan tüm görüşmelere rağmen sonuç alamadıklarını söyleyen TPAO işçileri kuruluşun giriş kapısının önünden Bölge Müdürlüğü binasına kadar yürüyerek seslerini duyurmaya çalıştılar.
Belli bir düzen ve disiplin içinde Petrol İş Sendikasının önderliğinde haklarını arayan işçiler amaçlarına ulaştıktan sonra işlerinin başına döndüler. Konuyu biliyorsunuz, mesai ve diğer haklarının karşılığını alamayan işçiler bu hakların ödenmesini talep etti ve seslerini Ankara’ya duyurdu.
Evet, muhatap her ne kadar TPAO Genel Müdürlüğü olsa da, TPAO devlet sektörü olduğu için onun girdi ve çıktısı Maliye Bakanlına bağlıdır. Zaten bu gelişmeler sonrasında yapılan kısa bir açıklamada “Maliye Bakanlığından ek ödenek istendiği ve bunun gelmesi halinde hakların ödeneceği” şeklindeydi.
Buraya kadar her şey güzel.
İşçiler haklarını istedi, Genel Müdürlük ise ödeneğe bağlı olduklarını belirtti.
Bu açıklama sizce samimi midir? Bizim bildiğimiz özel sektör zaman zaman parasal kriz geçirir ve iş yapamadığından çalışanlarının haklarını geciktirir. TPAO bir devlet kuruluşudur ve yapılan son açıklamalara göre günlük petrol üretimi 100 bin varili geçmiştir.
İyi valla, sen her gün 100 bin varil petrolü yüzeye çıkar, boru hatlarıyla ilgili rafinerilere gönder ve kurum olarak bundan büyük paralar kazan, işçinin haklarına gelince “biraz bekleyelim, bütçemizde açık var, kapatabilirsek işçi alacaklarını öderiz” şeklinde demeç ver.
Haksız mıyız? Bir tarafta oluk oluk gelen petrol parası, diğer tarafta bu petrolü çıkaranlara verilmeyen hakları. Yüzeysel olarak baktığınızda da bunda yanlışlıklar olduğunu görürsünüz.
Petrol İş Sendikası yöneticileri defalarca bu sorunu gündeme getirmelerine rağmen bir sonuç alamadı ve sonunda eylem yapmaya karar verdi. Bu eylemlerin seviyeli ve düzgün olması işçinin kuruluşuna, yani ekmek yediği teknesine saygısını gösterir.
Peki siz bu eylemler sırasında hiçbir siyasetçinin işçilerin yanına giderek sorunlarını dinledi mi? İktidar partisi milletvekili Ferhat Nasıroğlu’nun “Arkadaşlar, sorununuzu biliyorum, meclis açıldığında bunu Ankara’ya götüreceğim” dedi mi? Belki demişse de bizim bundan haberimiz yok!
Ama bir başka ilginç durum da yine Batmanda yaşanıyor.
Haklarını isteyenler kim? TPAO işçileri, çoğunluğu Batmanlı olan bu işçilere haklarını vermesi gereken kimdir? O da Batmanlı Maliye Bakanı sayın Mehmet Şimşek. Sayın Bakan, son günlerde Batmana taziyeler ve açılışlar için geldi, keşke işçilerle görüşüp kendilerine neden ödenek ayıramadıklarını veya ne zaman ayırabileceklerini söyleseydi.
Gerçekten de ortada acı bir durum var. İşçiler hakları için ağlarken hemşehrileri olan Bakan bu konuda susuyor ve sorularına yanıt vermiyor. Fakat her şeye rağmen umutluyuz. Belki seçim sonrasında sayın Bakan, ilgili ödeneği TPAO’ya gönderir, Genel Müdürlük de tüm bölgelerdeki işçilerin alacaklarını öder ve sorun da kapanmış olur.
Batman işçisi olumludur, sabırlıdır ve sakindir.
Geçen hafta içinde yapılan yürüyüş sırasında tek bir agresif hareket olmadı ve işçiler sadece yürüyerek eylemlerini tamamladı. Aslında bu da önemli bir konudur. Başka yerlerde gördüğümüz hak arayışları gösterilerinde güvenlik kuvvetleri ile çatışmalar olur, araçlar yakılır, binalara zarar verilirdi.
Çok şükür bizim böyle olumsuzluklarımız olmaz. Çünkü işçinin derdi ekmeğidir, çoluk çocuğunun nafakasıdır. Dolayısıyla kimse işçinin bu eylemini yadırgamasın ve eleştirmesin. Kim olursa olsun, hangi sektörde bulunursa bulunsun, herkesin hakkı zamanında verilmeli ve işçilerin hakları en kısa sürede ödenmelidir.
TPAO Batman işçisinin alacaklarıyla ilgili yapılacak en doğru hareket sorunun milletvekilimiz tarafından sayın Bakanımıza ulaştırılması ve buradan gelecek müjdenin işçilerle paylaşılmasıdır.
Olması gereken de bu değil midir?
Hoşça kalınız.