Bugün bir nostalji yapıp gündemde olan Nevroz’la ilgili anımı aktarayım. Ne yazık ki; bundan 15-20 yıl önceki Nevroz’lar Batmanda bayram olarak değil, kanla, gözyaşı ve acılarla kutlanırdı. Çok önemli bir bayram olarak kabul edilen Nevroz yaklaştığında insanlarımız paniğe kapılır ve “bu Nevrozda acaba ne olacak” endişesiyle günün kazasız-belasız geçmesi için dua ederlerdi.
O dönemde yaşayanlar Batmandaki Nevroz’u çok iyi hatırlarlar. Kutlama alanında başlayan olaylar şehrin birçok yerine yayılır, Polise, Jandarmaya ait araçlar taş yağmuruna tutulur, bazı devlet kurumları ile bankaların camları kırılırdı.
Polis ve jandarma da haklı olarak olayları bastırmak için tomalarla müdahale eder, sokak aralarında ise yer yer çatışmalar yaşanırdı. Böyle bir bayram kutlaması olabilir miydi? Olamazdı ama bunlar maalesef ilimizde yaşandı, hatta insanlar öldü.
Son yıllarda ise eski günlere nazaran Nevroz daha sakin kutlanıyor, yarayı kaşımak isteyenler, olay çıkması için tahrik edenler var ama güvenlik birimlerimiz geçmiş yıllara nazaran daha dikkatli olduklarından en azından kan akmıyor, vatandaş veya polis yaralanmıyor.
Oysa tarihimize baktığınızda, Nevroz’un ne kadar anlamlı bir bayram olduğunu göreceksiniz. Bizim yardımlaşma, dayanışma, küskünlerin barıştığı, fakirlerin doyurulduğu, çocukların sevindirildiği olarak bildiğimiz Bayram komşu ülkelerimizde gerçekten de bayram gibi kutlanıyor.
Bundan 8-10 yıl önce arkadaşlarım Kadir Banlı ve Şemsettin Gülmüş ile Nevroz bayramının Kuzey Irak’ta nasıl kutlandığını görmek amacıyla arabamıza atlayıp komşu ülkeye gittik. Zaho’dan sonra ulaştığımız Erbil’de bizi doktor olan bir dostumuz karşıladı. Otele gidip yerleştikten sonra bayramla ilgili bilgi almaya başladık.
Arkadaşımız, bayramın yarın başlayacağını, sabah saat 08.00’de gelip bizi alacağını söyledi. Bizde sabahleyin kahvaltımızı yapıp beklemeye başladık. Biraz sonra gelen doktorumuz aracıyla bizi aldıktan sonra Erbil’den çıkıp Selahaddin ilçesine doğru ilerlemeye başladık ama 6 şeritli yolda ancak santim santim ilerleme kaydedilebiliyordu, çünkü herkes Bayramı kutlamak için arabalarına binip yola koyulmuştu.
18 kilometrelik yolu 1.5 saat gibi bir zamanda aldıktan sonra yeşillikler içinde bir alana geldik. Burada yüzlerce kişi vardı ama hepsi de görevlerinin bilincindeydiler. Bizim konuk olduğumuz bayram yeri Yaser Arafat’ın basın sözcüsü olan İbrahim beye aitti. Arapça yazılı bayramı kutlayan pankartlar asılmış, gelecek misafirler için yerler ayrılmıştı.
Alan yavaş yavaş dolmaya başlamıştı. Renk renk giysiler içindeki hanımlar, genç kızlar, çocuklar inanılmaz bir manzara oluşturuyor, herkes herkese sarılıp bayramını kutluyordu. Doktorumuz bize alanı gezdirirken az ileride yemek pişirilen yere geldik. Burada en az 50 kazanda et, pilav, güveç pişiyor ve her kazanın başında bir kadın bulunuyordu.
Doktorumuz, harika giysiler içindeki kadını gösterip “tanıştırayım, bu benim eşim” deyince bayan gülümseyerek İngilizce “hoş geldiniz, nasılsınız” dedi, sonra da kendisiyle hangi dille konuşmak istediğimizi sordu. Ben “kaç dil biliyorsunuz” diye sorduğumda “5 dili konuşuyorum” deyince bizler utandık ve ben o zaman “arapça konuşalım” dedim.
Evet, bazılarımızın halâ küçümsediği Kuzey Irak’taki insanlar en az Kürtçe, İngilizce ve Arapça biliyorlar. Eczacı olan doktorumuzun eşi daha sonra bizi bayramın kutlanacağı az ileriye götürüp bize ayrılan yeri gösterdi. Daha sonra bayramlaşma töreni başladı ve bizler en az 500-600 kişiyle bayramlaştık, sonra hep birlikte halay çektik, finalde de yapılan bayram yemeğinden yiyerek Nevroz bayramını kutlamış olduk.
Ah, ah… Keşke Nevroz’u bizde gittiğimiz yerlerdeki insanlar gibi amacına uygun olarak kutlayabilseydik, keşke insan ayrımı yapmadan birbirimize sarılabilseydik, keşke bütün kötülüklerden uzak durabilseydik.
Ama biz geçmişte ne yaptık? Nevroz’u savaş olarak algıladık, olay yaptık, olay çıkardık, başkalarını hedef aldık. Böyle olunca da düzeni sağlayacak olan güvenlik kuvvetleri gereken müdahaleyi yaptı, bölgemiz dışında yaşayan vatandaşlarımız ise televizyonlardan gördüklerine “Doğuda savaş var” diye tepki gösterdi, sonra da büyük bir kesim bundan dolayı Kürtlere düşman kesildi.
Ne olur, gelin Nevroz’u aslı olan Bayram gibi kutlayalım, birbirimizi sevelim ve bu ülkenin hepimizin olduğunu, hepimize de yettiğine inanarak kötülükleri geride bırakalım.
Nevroz bayramınız kutlu olsun.
Hoşça kalınız.