Tekstilde çalışanlarla övünüyor, zaman zaman on binlerce kişinin bu yolla ekmeklerini kazandıklarını görüyoruz.
İlimizde açılan her iş yeri bizim gururumuzdur.
Keşke açılan her işletme devam etse, kendisi kazandığı gibi çalıştırdıklarını da kazandırsa.
Ama böyle olmuyor.
Asgari ücretin artmasından sonra ciddi sorunlar ortaya çıkmaya başladı.
Bazı firmalar işçi parası ödemesinde sorun yaşarken çalışan sayısını düşürdü, bazıları ise açık açık çalışanlara kapıyı gösterdi.
Bu durum kötü tabi.
Yıllarca çalışmışsın, işini yapmasın ama günü geldiğinde sana kapı gösteriliyor.
Burada işveren haksız mı?
Bize göre pek değil.
Çünkü 17 bin liralık asgari ücretin üzerine sigortasını, yemeğini ve diğer giderlerini eklerseniz bu rakam 25 bin lirayı bulur.
Onun için de işveren hesap yapmak zorunda.
Böyle olunca da karşımıza çıkan, işçilerin işine son vermek.
Keşke şartlar değişse ve herkes işinin başında kalsa…
SERBEST PİYASA EKONOMİSİ!
Ekonomi tabirimizde “serbest piyasa” diye bir kural var.
Buna göre kimse tek fiyat üzerinden satış yapmayabilir, kanaat sahibiyse sattığı ürünün fiyatını düşürerek kendisine müşteri toplar.
Bizim dilimize de oturmuş bir deyimdir, serbest piyasa.
Bugün ondan söz edelim.
Ramazan nedeniyle her köşede çiğköfteci var ya.
Onlar farklı farklı fiyatlarla satış yapıyorlar.
Bir normal porsiyonu indirimle 40 liraya satanlar var, 120 liraya satanlar da.
Vatandaş önce ucuz satana soruyor:
- Çiğköfte neden bu kadar ucuz?
- Abi serbest piyasadır, indirimle satıyoruz, hatta rekabet yapıyoruz.
120 liraya satana da aynı soru soruluyor:
O da yanıt veriyor:
- Kaliteli mal pahalıdır.
- Ve böylece gelip geçiyor Ramazan.
- Karışan da olmayınca istediğini, istediği fiyata satıyor.