Vatandaşlarımızın bazı kuyumculara altınlarını, dövizlerini, paralarını ve diğer menkul servetlerini vererek ondan kâr beklemelerini halâ anlamış değilim. Son günlerde yine aldıklarını geri veremediği için 3-4 şubesi bulunduğu iddia edilen bir kuyumcunun Batmanı terk ettiğini sosyal medyadan öğreniyoruz.
Batmanda alışılagelmiş olan ve yılda ortalama bir-iki olayını duyduğumuz kuyumcular, topladıkları altın, döviz ve paraları geri ödeyemeyince çareyi kaçmakta buluyorlar ve onlarca kişiyi mağdur ediyorlar.
Biz vatandaşı savunmak durumundayız ama, vatandaşın da bu kadar kazanma hırsı içinde olmaması gerektiğine inanıyoruz. Verdiklerinin karşılığında ayda belirli bir miktarda kâr payı alan mağdurlar, kârı alınca seslerini çıkarmıyorlar ama paraları gittiğinde veryansın etmeye başlıyorlar.
Şunu kabul etmemiz gerekir ki; borçlarını ödeyemediği için kaçanlar kadar paralarını bu tür kişilere veren vatandaşlar da suçludur. Bu kadar hırs yapacağına servetini git bir bankadan kiralık kasa kirala ve neyin varsa bunların içine koy. Zaten altın ve döviz yerinde durdukça çok kazandıran iki kalemdir. İlla ki; bunun üzerine daha fazla koymak gerekir diye düşünüp bunları kuyumcu ya da başka birilerine verirsen işte sonuç bu olur ve paraların toz olup uçar gider.
İddialara göre işyerlerini kapatan kuyumcu bir mesaj yayınlayarak “tefecilerin eline düşmemek için işyerlerimi kapatıyorum. Ama en kısa bir zamanda toparlanıp herkesin parasını vereceğim” demiş ama kuyumcunun işyerlerini kapalı gören vatandaşlar çoktan paniğe kapılıp adamın peşine düşmüşler bile…
Değerli okuyucular.
Bu filmi Batmanda sıklıkla izliyoruz. Herkesin bundan ders çıkarması gerekirken halâ ısrarla getirisi fazla diye varlığını bu tür esnaflara verenlerin akıllanmaması düşündürücüdür. 10 yaşındaki bir çocuk bile devletin güvencesinde olan bankalardan başka yerlerin olmadığını bilirken bizimkilerin ısrarla ve de kendi elleriyle bu paraları teslim etmelerine anlam veremiyoruz.
Aslında anlam şudur:
“Ben paralarımı ya da menkul varlıklarımı bankaya yatırırsam şu kadar, ama kuyumcuya verirsem daha fazla kazanırım” düşüncesi, hatta hırsı ağır basınca ve kuyumcu da verdiği kâr karşılığında para hareketini sağlayamayınca bu durum ortaya çıkıyor ve sonrasında da olan oluyor.
Altın, döviz ve paralarını kuyumculara verenlerin hırsı gözle görülürken bunlar ifşa olduktan sonra bu kez tanıdıklarının karşısına çıkamayıp ikinci kez üzülüyorlar. Bizim örfümüz, adetimiz var. Halâ faize karşı olan büyük bir çoğunluk var ve onların akıllarından böyle bir şey geçmez ama bir başkaları vadedilen kâr payı veya gerçek adıyla faiz karşısında gevşeyip bu hatayı yapıyor, kişi batınca da feryat etmeye başlıyorlar.
İddialar doğruysa 3-4 kuyumcu şubesi olan bu kişi kendince mantıklı davranmış ve borcu borçla ödememek için ticari faaliyetine ara vermiş. Kimbilir, belki de gerçekten bir süre sonra toparlanıp alacaklılara haklarını verir ama bu saatten sonra işinin zor olduğunu da unutmamak gerekir.
Şimdi insanlarımız yine “polis niye bunlarla uğraşmıyor, neden bu tür işlerin yapılmasına müsaade ediyor” şeklinde saçma sapan söylemlerde bulunacaklar. Paralarını kaptıranlara polis mi, “gidin paranızı yatırın” diyor. Ya da o vatandaşlar polise danışıp mı paralarını kuyumculara veriyor.
Sadece tamah ve daha fazla kazanma hırsıyla paralarını kendi elleriyle götürüp bunlara verenler geleceği düşünmüyorlarsa kimsenin bu konuda konuşmaya hakkı yoktur. İşte sonucu görüyoruz. Hem para verenler, hem de alanlar zor duruma düştü. Bu saatten sonra kişinin toparlanıp borçlarını geri ödemesi de kolay olmayacak.
Onun için hırstan vazgeçelim ve elimizdekilerle yetinip onları da kaybetmeyelim. Yukarıda izah ettiğim gibi günümüzde altın ve döviz en iyi kazandıran yatırım araçlarıdır, onların bankada ya da evde tutulması en doğru harekettir ve kaybolması gibi bir endişe de taşımamaktadır.
Bu nedenle Batmanlıların dikkatli olarak hırstan uzak durmaları ve yatırımlarını sağlam temeller üzerinde oturtmaları en doğru hareket olur.
Varlıklarını kaybedenlere de geçmiş olsun diyorum.
Hoşça kalınız.