Elveda, Ey aziz misafir elveda! Elveda ey şeref ve izzet ayı Ramazan elveda! Seninle olan birlikteliğimiz ne kadar da erken bitti. Sana doymadan hasret gidermeden gidiyorsun. Ey aziz misafir Elveda! Bir daha sana kavuşup kavuşamayacağımızı bilemiyoruz. Nitekim geçen yıl beraber olduğumuz milyonlarca dost aramızda değiller. Elveda ey kerem ayı elveda! Ey şanlı misafir! Bir hadiste ifade edildiği gibi, insanlara ya şefaatte bulunacak ya da onları Rabbimize şikayet edeceksin. Ey aziz yolcu! Bazı semtlerimiz seni kabul etmedi, bazıları seni alaya aldı, bazıları açık gizli seninle mücadele etti. Ey Rahmet, mağfiret ve af ayı ne olur bizi şikayet etme, şefaatini bizden esirgeme... (Abdulcelil Candan eserinden alıntıdır )
Bir ay boyunca sıkı bir eğitimden geçtik. Gündüzleri oruç tuttuk, mukabeleye iştirak ettik. Zekât ve fitrelerimizle fakirleri sevindirdik. Geceleri teravihle geçirdik . Bin aydan hayırlı olan Kadir gecesini ihya ettik. Bu kadar ibadeti bir araya getiren başka bir ay yoktur. Bundan dolayı halk arasında Ramazan ayına on bir ayın sultanı denilmiştir.
Ramazan mektebinden hepimiz mezun olduk. Kimimiz dolu dolu geçirdi, kimimizde boş faydasız işlerle uğraşıp hiç bir şey elde etmeden mezun olduk. Bu ayda yapılan yoğun ibadetlerin neticesinde Cenab-ı hak “umulur ki takvaya erişirsiniz”( Bakara 128) demişti. Dolayısıyla bu ay için en büyük kazanımımız takva sahibi olmamızdır. Elde ettiğimiz bu kazanımı korumak ve muhafaza etmek için elimizden gelen gayreti göstermemiz elzemdir. Ramazan ayında yaptığımız ibadetlerin kabul olup olmadığını Ramazan ayının sona ermesi ile belli olacak. Yaşantımız daha iyiye, güzele doğru gidiyorsa Ramazan’da kazandığımız güzel hasletleri bir şekilde kaybetmeden devam ettirebiliyorsak Ramazan ayındaki ibadetlerimiz kabul olmuş demektir. ( Soner Duman)
Camiye gitme alışkanlığımızı terk etmeyelim. Peygamber efendimiz bir hadislerinde : “ Bir kişinin sürekli mescide gittiğini görürseniz onun imanına şahit olun” ( Tirmizi) buyurmuştur.
Sadaka vermeye devam edelim. Nasıl ki Allah bizi her daim rızıklandırıyorsa sadece ramazandan ramazana değil her gün ve her ay bize ikramda bulunuyorsa biz de aynı şekilde sadece ramazanda değil, sair zamanlarda da fakir ve fukaraları, yetim ve muhtaçları hatırlamalı ve destek çıkmalıyız. Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “İnsanın her bir eklemi için her Allah’ın günü bir sadaka vermek gerekir: İki kişinin arasını bulman, (haklarında adaletle hükmetmen) bir sadakadır. Bir kimseye bineğine binerken yardımcı olman veya yükünü hayvanına yüklemesine yardım etmen bir sadakadır. Güzel bir söz söylemek sadakadır. Namaza giderken attığın her adıma bir sadaka sevabı vardır. Gelip geçenleri rahatsız eden bir şeyi yoldan alıp atman bir sadakadır.” (Buhârî, Sulh 11, Cihâd 72, 128; Müslim, Zekât 56)
Kur’an okumayı ihmal etmeyelim. Kur’an her gün okunması gereken bir kitaptır. Ekmek, su gibi her gün alınması gerekir. Midemiz yemekle doyduğu gibi ruhumuzda ancak Kur’an’la doyar. Ramazan’dan ramazana değil her zaman okunması lazım. İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Bir adam: "Ey Allah'ın Resûlü, Allah'a hangi amel daha sevimlidir?" diye sordu. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Yolculuğu bitirince tekrar yola başlıyan" cevabını verdi. "Yolculuğu bitirip tekrar başlamak nedir?" diye ikinci sefer sorunca: "Kur'ân'ı başından sonuna okur, bitirdikçe yeniden başlar" cevabını verdi." (Tirmizî, Kırâat 4, 2949. H.) Hadisi şerifte ifade edildiği gibi bitirdikten sonra bir daha ki ramazana kadar değil hemen başa dönüp okumaya devam etmeliyiz.
Cenab-hak Kuran-ı Kerim’de” Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et” (Hicr 99) buyurmuştur. Peygamber efendimizde “Amellerinin en hayırlısı az da olsa devamlı olanıdır” ( Müslim) buyurmuştur.
Rabbimiz nice Ramazanlara ulaşmayı nasip eylesin. Oruçlarımızı, sadakalarımızı kabul buyursun. Âmin