SON DAKİKA
hava
Advert
Google News

İNSANIN DOĞASINDA OLAN BİR EKLENTİ: BEKLENTİ

Son Güncelleme :

2024-07-03 12:13:27

İnsan yapısı gereği mantık ve duygular üzerinden karar mekanizması oluşturan bir varlıktır. İdeal olan mantık ve duygu süreçlerinin birlikte yönetilmesidir. Ancak verilen kararlarda bazen mantığın üstünlüğü söz konusu iken bazen de duyguların hâkimiyeti söz konusu olabilir. Bu da insanın fikirlerinin ve duygularının sürekli bir değişim ve dönüşüm içerisinde olmasından kaynaklı bir durumdur.

Duygulardan bahsetmişken yıkıcı bir etkiye sahip olan hayal kırıklığından ve sonrasında gelen kızgınlıktan da bahsetmek isterim. Emek veren, alttan alan, sürekli verici olmaya çalışan kişi verdiği emeğin karşılığını alamazsa ciddi bir hayal kırıklığına uğrar, içten içe o muhatabına karşı kırgınlık duyar, bu kırgınlık kızgınlığa evrilebilir ve sonrasında kişinin kendisini suçlamasına kadar devam eden bir süreç halini alabilir.

Kişiler arası ilişkilerde, muhatabını tam anlamıyla tanımadan onu bir anda baş tacı eden, tüm sırlarını ona bir bir döken, sürekli veren tarafta olup beklediği ilgiyi göremeyen insanların yaşadığı hayal kırıklığı tarifsizdir. Çünkü karşısındaki kişiyi kusursuz ve hatasız addedip ona tam anlamıyla teslim olmuş, ona yüz üzerinden yüz vermiş, o kişiyi olduğundan daha yüksek bir noktaya konumlandırmıştır.

Kişi sanır ki, karşısındakine ne kadar fedakârlık yaparsa o kadar değerli olur. Maalesef, kişiler arası ilişkilerde denklem her zaman bu şekilde ilerlemez. Kişi hep ilk adımı atan, her zaman alttan alan taraf olduğu için artık yaptığı tüm bu fedakârlıklar o kişinin görevi haline gelmiştir. Ne zaman bu davranışlarını yerine getirmese, bu ilişkide yorulan tarafın kendisi olduğunu anlayıp kendini geri biraz çekse muhatabından şu sözleri duyacaktır: “Sen artık çok değiştin, eskisi gibi değilsin.” Bu sözler aslında ben seni eskisi gibi yönetemiyorum eskisi gibi kullanamıyorum demenin bir başka şeklidir. Bu sözlerle üstte çıkmaya çalışan kişi sürekli alttan alan kişiyi pasifize ederek ve ona kendini suçlu hissettirerek elde ettiği bu asimetrik ilişkideki üstünlüğünü korumaya çalışacaktır. Hatta bu kişi yaptığın fedakârlıkların hiçbirini ben istemedim, yapmasaydın diyerek hayal kırıklığına uğrayan kişinin daha çok acı çekmesine, kendisini daha çok suçlamasına da neden olabilecektir. Bu daha hassas kalpler için tam manasıyla bir yıkımdır. Psikolojik olarak baş etmesi zor bir durum, yüzleşmesi zaman alacak olan bir süreçtir.

Bununla birlikte beklentisi yüksek olan kişilerin bir diğer özelliği ise sabırsız, aceleci ve tez canlı olmalarıdır. Yaptıkları şeyin karşılığını hemen almak isterler. Duygusal ilişkisinde, sosyal ortamında ya da ekonomik olarak attığı bir adımda bu sabırsızlığı görmek mümkündür. Başarısız olmamak için temkinli olmaya çalışır, çok yorulur ve umduğu gibi bir sonuç almak ister. Beklentileri yüksek olduğu için daha azıyla asla yetinmezler ve kendilerini başarısız sayarlar.

Karşısındaki kişiden yüksek beklentisi olan kişiler kendilerini fazlasıyla ihmal eder, başkaları için kendisini feda ederler. Hayatlarının merkezine o kişi ya da kişileri alırlar. Her şeyin başında o kişi ya da kişiler vardır. Onların beğenisi, takdiri, onayı o kişi için her şeydir.  Mutluluğunu ya da mutsuzluğunu bir amaca değil kişilere bağlamıştır. Umduğunu bulamadığı zaman ise derin bir kızgınlık ve kocaman bir hayal kırıklığı yaşar. Eskiler ne güzel söylemiş “Umma ki küsmeyesin.” Küskünlük, kızgınlık kişinin zihin dünyasında alevlenmeye başlar, tüm bedenini kuşatır. Aklı kontrol etmeye çalışır ve sadece bu duyguları merkeze alarak mantıklı düşünme süreçlerini sekteye uğratır.

Peki, hiç kimseden beklentiye girmeden yaşamak mümkün mü? Elbette değil. İnsanız ve çoğu zaman duygusal yanımız ağır basıyor. Oluşan olumsuz durumla yüzleşip kabullenmek zor olsa da beklentilerimizi her zaman kontrol altında tutamıyoruz. Şurası bir gerçek ki ne kadar az beklentiye girersek o kadar az hayal kırıklığı yaşayacağız.

 Çok güvendiğimiz bir kişiden ummadığımız bir tepki alabilir, çok emek verdiğimiz bir işten istediğimiz bir sonucu alamayabiliriz. Elbette bu durumlar bizi üzecektir ancak ciddi bir yıkım yaşatacak, derin bir hayal kırıklığı yaşatacak kadar büyük olaylar değildir ve herkesin başına gelebilecek durumlardır. Bu hayat yolculuğunda işler her zaman bizim planladığımız gibi gitmeyecektir. Hayat denklemdeki her şeyi yerli yerinde yapsak dahi kontrol edemediğimiz şeyler bulunacaktır. Bunlar da bazen bizi başarısız kılacaktır. Bizi yıkmayan darbelerin ve tecrübelerin bizi daha güçlü kıldığını unutmadan yolumuza devam etmeliyiz.

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.