Değerli Okurlar;
Bu günkü yazının başlığını okuduğunuzda içeriği muhtemelen daha fazla merak edeceksiniz. Bu konu başlığını özellikle yazmayı tercih ettim, çünkü zaman zaman anne-babaların sözleriyle çocuklarına karşı bir toplum içerisinde ne kadar acımasız olduklarını gözlemledim. Çocuğunun sergilemiş olduğu bir davranış karşısında sinirlenen, sinirini atmak ve rahatlamak amacıyla anne-babalar o an ortamda kim olduğu fark etmeksizin çocuklarına bağırıyor, çocuğun yanlış davranışından ziyade çocuğun karakterine yönelik ağır sözler sarf edebiliyorlar.
Olaya geniş açıdan bakacak olursak meselenin çocuğa bakan yönüyle pedogojik manada iki büyük mahzurlu yönünden bahsedebiliriz.
Birincisi; Çocuk başkalarının yanında azarlandığında ve aşağılandığında kendi duygu ve düşüncelerini ifade etmek istemeyecektir. Çünkü ortam öylesine gergin ve rahatsız edicidir ki çocuk ya bir köşeye çekilip ağlamayı ya da ortam değiştirmeyi tercih edecektir. Bu durum çocuklarda sık görülen sosyal fobinin de oluşmasına zemin hazırlamaktadır. Çocuk ağladıkça anne-babanın tahammül seviyesi azalacak ve çocuğu susturmak amacıyla daha çok bağırmayı tercih edecektir. Bu da çocuğun zihin dünyasında ve gönül dünyasında yaralar açacaktır. Bu gibi istenmeyen durumlara meydan vermemek için öncelikle karşımızda çocuğun kendi çocuğumuz olduğunu unutmadan, olumlu ve olumsuz yanlarıyla bir bütün olduğunu kabul etmek kişinin aşırı tepki vermesini önleyecektir. Aksi durumda çocuk kendini değersiz hissedecek, çok güvendiği anne-babası tarafından bu şekilde bir tavır görmek çocuktaki kusursuz, şefkatli ve güvenli liman olan anne-baba imajının da zarar görmesine neden olabilecektir.
Çocukla yalnız kalındığında elbette çocuğun olumsuz davranışlarına yönelik dönütler verilmeli, çocuğun hatalı davranışları üzerine durulmalı ve doğru davranış çocuğa kazandırılmalıdır. Bunu yaparken bir topluluk önünde ya da o an yanımızda bir başkası varken yapmak uygun olmayacaktır. Bu durumda anne-baba çok sinirli iken ve bir başkası onları izliyorken çocuğun kendini ifade etmesi oldukça güç bir durumdur. Tanıdık olsun ya da olmasın bir başkasının yanında verilen öğüt genelde amacından uzaklaşarak kişinin algı dünyasında hakaret olarak algılanmasına sebep olabilmektedir.
İkincisi; Çocuğunu sürekli başkalarının yanında eleştiren ve uyaran, çocuğuna insanların gözü önünde bağıran ve hatalarını sürekli çocuğunun yüzüne vuran ebeveynler farkında olmadan çocuklarına kötülük yapmaktadır maalesef. Çünkü anne-babalar evlatlarını en çok seven ve onlara en fazla değer verendir. Hal böyleyken eğer anne-babalar çocuklarının ne hissedeceğini düşünmeden evlatlarına bir başkasının yanında bu şekilde davranırlarsa ilerleyen süreçte olaya şahit olan kişiler de çocuğunuzla alakalı benzer hislere ve duygulara sahip olabilecek ve sizin davranışlarınız o kişiler için rol-model olabilecektir. Kısacası anne-babalar çocuklarına değer verip topluma bu şekilde gösterirlerse çocuklar o toplum içerisinde değer ve kabul görür. Aksi durumda insanların yanında ne dediğine dikkat etmeyen, kelimeleri seçerek, özenli şekilde kullanmayan anne-babalar için zor zamanlar başlayacaktır. Bu duruma şahit olan kişiler ilerleyen zamanlarda kendilerinde o hakkı görüp o çocukla alakalı olumlu duygular beslemeyecek, olumlu sözler söylemeyecektir.
Maalesef bu yolu açan siz oldunuz. Siz çocuğunuza bir taş atarsanız, başkası bin taş atacaktır. Siz bir söylerseniz ama çevredekiler bin söyleyecektir. Çünkü çocuğunuza o olumsuz etiketi siz yapıştırdınız ve diğer insanlara o yolu maalesef sizler verdiniz. Çocuk artık bu istenmeyen sözleri o kadar sık duyar hale gelir ki artık bir süre sonra kendisi de buna inanmaya başlar. Bu etiketin getirdiği olumsuz durumdan sıyrılmak için insanlara yaranmaya ve kabul görmek için kendini paralamaya başlayacaktır. Ancak unutulmamalıdır ki insan yaranmaya çalıştıkça daha fazla yara almaktadır. Bu şekilde hayat yolcuğuna çıkacak olan çocuk hem şuan içinde bulunduğu dönemde hem yetişkinliğinde mutsuz olması olasıdır. Çocuk aslında istemediği halde kendisine biçilen rollerde sıkışıp kalacaktır ve birçok yönden eksik kalacaktır. O yüzden bu gibi durumların önüne geçmek için anne-baba olarak ilk taşı lütfen siz atmayın, atılan taşlara siper olun ki çocuğunuzun gerçek kıymeti ve potansiyeli ortaya çıksın, diğer insanlar tarafından bu şekilde kabul görsün.