Değerli anne-babalar, kıymetli veliler,
Bu yazımı özellikle 1. Sınıfta çocuğu bulunan anne-babaların okuması yararlı olacaktır. Çünkü 1. Sınıf velisi olmak çok özel ve çok kıymetlidir. Veliler için stresli olduğu kadar çocuk ve çocuğun okul yaşamı için de önemli bir eşiktir.
Yaz tatili sona erdi ve artık okullar açıldı. Okulların açılmasıyla beraber öğrencilerimiz sınıflarındaki yerini almaya başladılar. Okullar tekrardan öğrenciler cıvıl cıvıl sesleriyle doldu, sınıflar öğrencilerle yeniden hayat buldu.
Uyum problemleri genelde anasınıfı ve ilkokulu öğrencilerinde kendini daha yoğun göstermektedir. İlk defa anne-babasından ve evinin rahatlığından ayrılan çocuk okula ve okul kurallarına uyum sağlamak noktasında direnç gösterebilir ve kurallara uymakta zorlanabilir. Bu gibi uyum problemlerini biz eğitimciler normal olarak karşılamaktayız ve çocuğun okula uyumunu etkinlikler yaparak, çocukla iletişim noktasında farklı yöntem ve teknikler kullanarak uyum sürecini kolaylaştırıcı metotlar geliştirmekteyiz.
Çocuğun okul ve sınıf öğretmeni ile buluşma anı, uyum sürecinin kaderini büyük oranda belirlemektedir. Evde anne-baba tarafından okul ile alakalı olumlu aktarımlar yapılmış ve öğrenci öğretmeni ile ilk karşılaşmada sevgi ve güveni büyük oranda hissetmiş ise çocuk okula severek ve isteyerek gelecek ve iyi bir ilkokul süreci geçirmemesi için bir neden olmayacaktır. Peki, “çocuğun okuluna ve sınıfına tam manasıyla uyum sağlaması ve yaşayacağı öğrencilik adına doyum sağlaması” adına neler yapılabilir bunları maddeler halinde inceleyelim.
Anne-baba çocuğu zihinsel anlamda okula hazırlamakla sorumludur: Yaz tatili sona ererken anne-babalar çocuklarına artık okulların açılacağını, dolayısı ile çocuklarının da okula gitmesi gerektiğinden bahsetmeli ve zihinsel alt yapı sürecini tamamlamalıdırlar. Okula dair olumlu aktarımlar yapılmalı ve okul ile alakalı somut ve çocuğun ilgisini çekecek örnekler verilmelidir.
Çocuk için okul eşyalarının temin edilmelidir: Kendisi için bir şeylerin hazırlığının yapıldığını gören çocuğun merak ve ilgi kapasitesi artacak ve çocuk da heyecan duygusu gelişecektir. Bayramlardan önce yapılan hazırlık çocuk da sevinç ve heyecan uyandırdığı gibi okul için yapılan alışverişler ve hazırlıklar da çocuk için o kadar ilgi çekici ve heyecan verici olmalıdır. Yapılan alışverişler de çocuğun da isteklerine yer verilmeli, alışveriş süreci müşterek ilerlemedir.
Çocuğun duygularını ve düşüncelerini önemsenmelidir: Okulun öznesi çocuk olduğu için çocuğumuzun okul ile alakalı duygu ve düşüncelerini ortaya çıkaracak bir sohbet mutlaka yapılmalıdır. Çocuğun olaylara ve durumlara bakışı, okul ve öğretmen kavramlarını anlamlandırışı üzerinde durulmalı, hatalı ya da olumsuz duygu düşünceler var ise bunlar üzerine odaklanılmalı ve mantıkdışı inançlar üzerine konuşma sürdürülmelidir. Çocuklar bazen okulu ve öğretmenleri bir cezalandırma aracı olarak düşünebilirler. Bu konuda çocuklara doğru açıklamaları yapmak ve okullarında bulunan Rehberlik servisinden destek almaları önemli olacaktır.
Öğretmen ile iletişim: Çocuğun okula uyumu ve bu uyum sürecinin sekteye uğramaması adına velilerin sınıf öğretmeni ile iletişimleri son derece kıymetlidir. Anasınıflarında ve ilkokulda çocuğun velisi kadar anasınıfı ve sınıf öğretmeni de aynı derecede öneme sahiptir. Öğretmen kendi güvenli bir şekilde uyum sürecinde çocuğun sorularına cevap vermeli, okul kurallarını açık, net ve anlaşılır biçimde ifade etmelidir. Çocukla gönül bağı kuran bir öğretmen, öğrencisini güvende hissettir. Kendini güvende hisseden öğrenci okulu ve okul kurallarını daha çabuk benimseyecek ve davranış değişikliği için daha az direnç sergileyecektir. Bu bağlamda veli-öğretmen iletişimi ve etkiletişi öğrenci için hayati bir öneme sahiptir.
Rehberlik servisinden destek almak: Uyum sorunun altındaki temel duygu çocuğun kendini güvende ve rahat hissetmemesidir. Çocuk bazen ağlayan bir çocuktan, bazen bir öğretmenden, bazen de okulun fiziki yapısından dolayı kendini iyi hissetmeyebilir. Çocuğunun uyum sorunları yaşadığı fark eden veli vakit kaybetmeden Rehberlik Servisi ile temasa geçerek çocuğu ile alakalı bu sorunu ortadan kaldırması büyük önem arz etmektedir. Zira uyum sorunları ile başlayan süreç okul fobisine evrilebilir ve problemin çözümü daha çok zaman alabilir.
Anne-babalar arasında tutarlılık: Çocukların en çok sevdiği şeylerden bir tanesi anne-babası arasındaki fikir ayrılığıdır. Her şeyi dikkatle izleyen, anne-babasının hemen hemen her davranışını gözleyen bir çocuk için tutarsızlık en büyük fırsattır ve mutlaka bu tutarsızlıktan yararlanmak isteyecektir. Eşlerden birinin koyduğu kuralı diğer eş gereksiz görerek kaldırmak isterse çocuğun eline koz verilmiş olacaktır. Bundan son oluşturulacak her kural öncesi çocuk uymamak için direnç gösterecek ve anne-babadan birini kendi yanına çekmeye çalışacaktır. Bundan dolayı anne-baba arasında söz birliği, davranış birliği ve tutarlı olmak son derece önemlidir.
Çocuğu hakem ve hâkim kılmak: Anne-babalar zaman zaman kendilerini haklı çıkarmak adına ya da onaylatmak adına çocuğa yetişkin rollerine büründürmekte ve onu olayın tarafı olmaya zorlamaktadır. Bir ailede anne-babanın ve çocuğun rolleri net ve açık olmalıdır. Çocuğa yetişkin vasıfları yüklemek onu hakem ya da hâkim tayin etmek anne-babanın otoritesini zayıflatacak, aile içerisindeki rollerin zarar görmesine neden olacaktır. Sonraki süreçte ise aileyi yöneten bir çocuk patron karşımıza çıkacaktır ki bu da anne-babaların için zor zamanların başladığının göstergesidir.