Merhaba değerli anne-babalar, sahip olduğunuz çocuklara güzel ve güvenli bir gelecek inşa etmek hepsimizin öncelikli hedeflerinden biridir. Bunu yaparken çocuğumuz için pek çok fedakârlığı göze alırız, çocuğun yararına ve gelişimine fayda sağlayacak tüm imkânları değerlendirmek isteriz.
Bununla birlikte çocuk gelişimi bir süreçtir, ebeveynler her şeyi yerli yerinde ve olması gerektiği gibi yapmaya çalışarak sonucun istedikleri şekilde olmasını arzu ederler. Esasında bu durum anne-babaların da en doğal hakkıdır. Çocuk yetiştirmenin günden güne zorlaştığı günümüzde çocukların bazı tepkileri anne-babaları hayrete düşürmekte ve birçok anne-baba ebeveynliklerini sorgulamak durumunda kalabilmektedirler. Ancak unutulmalıdır ki çocuğun davranışlarını etkileyen anne-babasının yanında sosyal çevresi, arkadaş grubu, sosyal medya araçları gibi pek çok dinamik de mevcuttur. Bununla birlikte çocuğun davranışlarından, eylem ve söylemlerinden çocuğun büyüdüğü aile ortamı hakkında az ya da fikir sahibi olmak mümkündür.
Peki, çocuk gelişim sürecini sağlıklı biçimde tamamlayabilmesi için nelere dikkat edilmeli maddeler halinde inceleyelim.
Çocuğa ayna olmak önemlidir: En güzel nasihat çocuğa örmek olmaktır. Bilişsel şemaları henüz tam manasıyla tamamlanmayan çocuğun doğru ve yanlış ayrımına varması güçtür. Çocuğun zihninde annem yapıyorsa doğrudur, babam yapıyorsa kesin bir bildiği vardır şeması hâkimdir. Bu yüzden anne-babalar eylemlerine, söylemlerine ve hatta düşündükleri şeylere dahi çok dikkat etmelidirler. Çünkü en yakınlarında algıları açık, tüm davranışları gözlemleyen ve rol modelalmaya hazır bir çocuk bulunmaktadır. Bu bağlamda çocuğa doğru rehberlik etmek, çocukla kaliteli zaman geçirmek, koşulsuz sevmek ve değer vermek gibi unsurlar hayati öneme sahiptir. Buradan hareketle ev içerisinde gelişen sıradan normal bir durum bile çocuk tarafından ev dışında paylaşılan bir konu haline gelebilmektedir.
Anne-babalar kurallar konusunda tutarlı olmazda çocukta anne-babayı kullanma davranışı oluşabilir. Algılama kapasiteleri ve hayal dünyaları çok geniş olan çocuklar anne-babanın tutarsızlık ya da fikir ayrılığı yaşadıklarını gördüklerinde bu durumdan yararlanmak isteyecekler ve kuralları kendi lehine çevirmek isteyeceklerdir. Esasında net bir şekilde konulan kurallara uymak noktasında istekli olan çocuklar tutarsız ve ikircikli olan konularda zihinsel ve duygusal karmaşa yaşadıkları için sosyal yaşamda da bu durumu arkadaşlarına ve içerisinde bulunduğu sosyal çevreye yansıtmaktadırlar.
Sevgisizlik ve değersizlik hissi çocuğu değersizleştirir.Anlaşılmadığını hisseden çocuk hırçınlaşır. Ev içerisinde çoğunlukla ihmal edilen, duyguları ve düşünceleri önemsenmeyen çocuk kendini şiddete, zorbalığa ya da kural dışı davranışlara başvurarak göstermek isteyecektir. Aslında bu beni fark edin mesajıdır. Çocuk ilk etapta mevcut durumdan rahatsız olsa dahi problemlerini zorbalıkla ya da çevresindekilere baskı kurarak çözmeyi öğrendikçe bu davranışı pekişecek, alışkanlık haline dönüşecek ve çocuğun karakterine işlenecektir.
Çocuk sözlerden ziyade davranışları örnek alır: Çocuk kulaklarıyla duyar ama gözleriyle öğrenir. Bu yüzden eşlerin çocuklarına verebilecekleri en güzel hediye aile olma kavramını tam manasıyla kavramalı, eşler birbirlerine karşı olan sevgi, saygı ve muhabbeti hep canlı ve diri tutmalıdırlar. Çocuğunu seven eşine iyi davranır sözü bu noktada çok kıymetlidir. Çocuk ebeveynlerinin birbirlerine değer verdiklerini görmeli, bu sıcak ve samimi duyguları yüreğinde hissetmeli ve karakter gelişimini bu doğrultuda şekillendirmelidir. Anneden beslenen çocuk duygusal yönden hem anneden hem de babadan beslenmelidir. Çocuk ancak bu şekilde sağlıklı ve dengeli bir çocukluk, akabinde ergenlik süreci geçirebilir. Bu şekilde aile içersinde huzuru yakalayacak olan çocuk aynı zaman da ayakları daha sağlam yere basacak ve problemlerin üstesinden gelme kabiliyeti daha güçlü olacaktır.
Aşırı korumacı ortamda büyüyen çocuklar uzaktan kumandalıdır. Bu gruptaki çocuklarda sürekli izin alma onay bekleme durumları oluşmaktadır. İçsel motivasyon zayıf olduğu için tek başlarına kaldıklarında derin korku ve kaygı yaşarlar, elleri ayaklarına dolaşır, yetersizliklerinden söz ederler ve çoğunlukla karamsar bir tablo çizerler. Anne-babasının kanatları altında büyüyen ve steril bir çocukluk dönemi geçiren çocuk gerçek dünya ile tanıştığında kocaman bir hayal kırıklığı yaşayacak ve anne-babasına olan bağımlılık düzeyi daha da artacaktır.
Sonuç olarak toparlayacak olursak, bizim çocukluğumuzda böyle değildi gibi demode ve sorun çözmekten uzak cümlelerin çocuk nazarında pek kıymeti harbiyesi bulunmamakta ve çocuğun zihninde bunun bir karşılığı yer almamaktadır. Çocuk yetiştirme konusunda modern pedagojiye de ışık tutan Hz. Ali’nin şöyle güzel bir tavsiyesi bulunmaktadır: Çocuklarınızı kendi çağınıza göre değil, çocukların içinde bulunduğu döneme göre yetiştirin. Bu bağlamda çocukken rahatsız olduğumuz şeyleri kendi çocuklarımıza yapmayalım. Koyduğumuz kurallara çocuğun ne denli uyum sağladığını mutlaka takip edelim zira anne-babalıkla mesai kavramı yoktur. Sevilen, değer gören, aile içerisinde huzurlu şekilde büyüyen çocuk gelecek adına özgüveni yüksek, potansiyelinin farkında olan ve ayakları yere basan bir birey olarak karşımıza çıkacaktır.