SON DAKİKA
hava
Advert
Google News

ÖZGÜVENLİ ÇOCUK YETİŞTİRMEK

Son Güncelleme :

2024-10-20 15:02:21

Küçük yaşlardan itibaren çocuğumuz hem anne-babasının gözünde hem de hayatın içerisinde kendisine yer edinmeye çalışır. Markette anne-babasına yardımcı olmaya çalışarak, ev işlerine destek olmaya çalışarak çocuk bu isteklerini eyleme dönüştürmek isteyecektir. Aslında çocuk bu davranışlarla artık kendisinin büyüdüğünü ve bir işe yaradığını göstermek istemektedir.

Eğer anne-baba bu duyguya ve düşünceye izin vermezse çocuğun girişkenliği bu dönem de zarar görebilir ve çocuk yeni bir adım atarken zorlanabilir. Makul çerçevede, çocuk için güvenlik endişesi taşımayan durumlarda çocuğun seviyesine uygun sorumluklar verilmeli ve çocuğa başarabilme duygusu mutlaka tattırılmalıdır. Bazen de anne-baba çocuğun bu kendini gösterme davranışlarına izin verir ancak çocuğunu o kadar endişeyle ve kaygıyla izler ki çocuk bu kaygıyı hisseder, eli ayağına dolaşır ve başarılı olacağı bu görevinde maalesef istenen sonuca ulaşamayacaktır.

Çocuk aslında burada ben büyüdüm, ben yapabilirim mesajını anne-babasına vermeye çalışmaktadır. Güven duyulan çocuk kendisine daha çok güvenir, ayakları yere daha sağlam basar, duygu ve düşüncelerinden emin olur ve dolayısıyla daha özgüvenli olur. Ben yapabilirim, ben başarabilirim düşünceleri çocuğun zihninde hâkim olmaya başladıkça artık çocuk dışsal motivasyondan ziyade içsel motivasyonla hayatını idame ettirmeye başlar, görev sorumluluklarının farkına varır ve sürekli anne-babanın uyarılarına maruz kalmadan sadece onların rehberliğiyle hayatını şekillendirmeye devam eder.

Çocuklardaki karakter gelişimi 6 yaşına kadar büyük oranda tamamlanır. Çünkü çocukta oluşan duygu ve düşünce örüntüleri geri kalan yaşantısı için çocukta yapı taşları olacaktır. Duygular ve düşünceler çocuğun dünyasında bu dönemde anlam kazanır. Çocuğun hayata dair, yaşamı anlamlandırmaya dair bilişsel ve duyuşsal şemaları oluşmaya başlar. Bir bitkinin ya da bir ağacın köklerinin sağlam olması beklendiği gibi çocuğun da bu dönemde kendisinin bakımını sağlayan kişilerden tam manasıyla beslenmesi, duyguları hissetmesi ve olumlu düşüncelerle yoğrulması beklenir. Anne-babası tarafından duyguları beslenen ve bunları doğru anlamlandırmayı başarabilen çocukların duygu sermayeleri güçlü olacak ve ilerleyen yıllarda daha mutlu ve huzurlu olacaklardır.

Yetişkinlerin amacı çocuğu yaşama hazırlamaktır. Ebeveynler eylemleri neticesinde çocuklarına mutlaka geri bildirimde bulunmalıdırlar. Yaptığı eylemlerde başarılı olan çocuklara pekiştireç verilmeli, çocuk takdir dilmeli ve bu başarılı davranışın devamı için çocuğa motivasyon sağlanmalıdır. Çocuğun başarısızlıkla sonuçlanan eylemlerinde ise bu durum öğrenme fırsatı olarak görülmeli, başarısızlık nedenleri üzerine konuşulmalı ve çocuğun kendisini ifadesine mutlaka fırsat verilmelidir.

Çocuk ailesinin değerlerini, değer yargılarını, olaylara ve durumlara karşı bakış açısını tam olarak almışsa bunları zihin dünyasında ve gönül dünyasına işlemişse o çocuğun ayakları yere daha sağlam bacaktır. Çünkü insanın anavatanı çocukluktur. Çocuk, bu evrede doya doya oynamalı, anne-babasıyla doyasıya zaman geçirmeli, görev ve sorumluluklarını yerine getirmeli ve her anı en güzel biçimde değerlendirmelidir. Çocuk bu duyguları duyumsamalı ve özümsemelidir. Bu şekilde büyüyen çocuk sorumluluklarının farkında olarak büyüyecek ve güçlü-zayıf yönlerinin bilincinde olan, ayakları yere sağlam basan çocuk olarak yetişeceklerdir.

Son olarak çocukların anne-baba üzerinde sevgi, emek ve zaman olmak üzere üç temel hakkı vardır. Çocuk bunları mutlaka anne-babasından almak, görmek ve doyasıya hissetmek isteyecektir. Çocuk dünyaya getirmek kadar, çocuğun maddi ihtiyaçlarını karşılamak kadar, duygusal ihtiyaçların karşılanması da büyük önem taşır. Eğer bu döneminde çocuk sevgiyi yeterince hissedemezse, gönül dünyasında duyumsayamaz ve doyum sağlayamazsa çocuktaki sevgi açlığı ilerleyen dönemlerde kendisini gösterecektir. Aynı şekilde yeterince zaman ayrılmadan ve olması gerektiği kadar emek verilmeden büyüyen çocuklar özellikle ergenlikle döneminde daha çok problemler yaşamaktadır. Gönül dünyası doyurulmayan çocuk bu dönemde asileşecek, çevresine karşı aşırı tepkiler verecek ve ergenlik döneminin getirmiş olduğu zorluğu daha yoğun yaşayacaktır. Bu bağlamda aile çocukken veremediği sevgi, emek ve zamanı çocuklarına ergenlik dönemimde vermek zorunda kalabileceklerdir.

Bu bağlamda zaman sizi sevdiklerinizden ayırmadan siz sevdiklerimize zaman ayırın!

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

DİĞER YAZILARI