SON DAKİKA
hava
Advert
Google News

YETERSİZLİK-DEĞERSİZLİK DUYGUSU, ÜSTÜNLÜK ÇABASINA NEDEN OLUR!

Son Güncelleme :

2024-11-17 16:15:28

Günümüzde sosyal yaşamda abartılı duygu ve düşüncelere sahip, her şeyi kendisinin bildiğini iddia eden kişi ya da kişilere hepiniz rastlamışsınızdır. Bu tip bireylere bazen gülerek yaklaşmış bazen de sinirlerinizi bozacak düzeyde antipatik davranışları nedeniyle görüşmemenizin ruh sağlınız açısından daha yaralı olabileceğini düşünmüşsünüzdür.

Bu bireylerin abartılı duygu, düşünce ve davranışların temelinde olumsuz çocukluk deneyimlerinin yer aldığını söylemek yanlış olmayacaktır. Küçük yaşlarda susturulan, kendisini ifade imkânı bulamayan, beceremediği ya da başaramadığı işler yüzünden sürekli aşağılanan çocuğun bilinçaltında, tüm bu olumsuz yaşantılar yer edecek, çocuğun ruh dünyasında derin yaralar açacak ve zihin dünyasında sakın kendini ezdirme iç sesiyle ileriki yaşantısını şekillendirecektir. Bilinçaltında derinlerde bir yerlerde, kendi halinde duran bu bastırılmış duygular bireyin şimdiki yaşantısında yaşadığı bir durumla bağlantı kurduğunda çoğu zaman açığa çıkacaktır. Birey normal koşullarda vermeyeceği tepkileri bağdaşım kurduğu olumsuz yaşantılarla birleştireceği için sözlerinin ya da davranışının dozunu ayarlamakta güçlük çekecektir. Bu normalüstü tepkiler bilinçli olduğu gibi bilinçsiz olarak ortaya çıkabilmektedir.

Çocukken girişilen pek çok işte yeterince iyi olamadığınız zamanlar mutlaka olmuştur. Yetişkinlerin ya da arkadaş çevrenizin sen bu işi de “beceremedin, başaramadın” sözlerine az ya da çok muhatap olmuşsunuzdur. Çocuk bu sözlerin ağırlığı altında incinir ve aşağılanır. Duygusal manadaki bu ağır yükten kurtulmak için çevresine yaranmaya çalışan çocuk daha fazla yaralanmaktadır. Reddedilme ve istenmeme duygusu çocuğun özgüvenine ciddi anlamda zararlar verirken, çocuğun gönül dünyasında da kalıcı hasarlar bırakabilmektedir. Çünkü çocuklar; deneyim azlığından ve telkine açık olmalarından dolayı söylenen şeye çabucak inanmayı tercih ederler.

Yetersizlik duygusu; bireyin yaşamı boyunca tahammül edemeyeceği kadar ağır bir duygudur. Kişinin savunma mekanizmaları bu gerilim yaratan durumu kabul edilebilir hale getirme çabası içerisinde olsalar dahi bireyin davranışlarını ve düşüncelerini derinden etkileyen bir süreçtir. Kendini herhangi bir alanda ya da konuda yetersiz gören birey, çevresi tarafından kabul görmek ve yer edinmek adına kendisini daha güçlü gösterecek eylemlere ve söylemlere yönelebilmektedir. Karmaşık gibi görünse de aslında birey “ben de buradayım”, “beni de görün”, “beni de kabul edin” mesajı vermek istemektedir. Ancak gösterilen duygu ve düşünceler öylesine abartılı ve iticidir ki bireyin çevresi bu durumu daha antipatik olarak değerlendirir ve kişinin duygu ve düşüncelerini çoğu görmezden gelirler. Bu durum; olduğu gibi davranamayan, kabul görmek adına güçlü imajı çizen, maskeler takan bireyin daha da zayıf görünmesine neden olacaktır.

Üstünlük kompleksine-duygusuna sahip bireyler genelde çevrelerindeki kişileri ve fikirleri küçümseyici bir imajla, burnu havada bir tutumla görünür olmaya çalışırlar. Bu durum birazda yapay bir özgüvene sahip olduklarının kanıtıdır aslında. Bu kişiler çevresindeki bireyleri sınırlandırma, yönlendirme ya da manipüle ederek etki altına almaya çalışırlar.  Çoğu zaman katı, kuralcı ve baskıcı tavırlar sergilerledir. Eleştirilmeye ya da alternatif fikirler çıkmasına pek tahammül gösteremezler.

 

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

DİĞER YAZILARI