Sevgi, sevmek ve sevilmek dünyada insanlara bahşedilen en güzel duygulardan biridir. Belki de bireyin yaşam enerjisini yükselten, sorunlar karşısında motivasyonunu artıran en önemli duygudur. Çünkü sevgi, içerisinde samimiyetsizliği ve çıkarı barındırmayacak kadar tertemizdir. Sevginin niteliği ve muhatabın seviyesi ve onun ihtiyacına göre olması ise sevginin karşı tarafa daha hızlı geçmesini sağlayacaktır.
Sevgi hem yetişkinlerin de hem de çocukların ortak ihtiyacıdır. Eşler açısından bakıldığında kadının motivasyonunun ilgi, erkeğin motivasyonunun ise övgü olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Birbirinin ihtiyacını anlayan, bitirilmemiş işleri olmayan ve buna uygun davranan anne-babalar çocukları ile daha kaliteli vakit geçirirken çocuğun duygusal ihtiyaçlarını da daha rahat giderebilirler. Maddi ihtiyaçları kadar sevgi ihtiyacı da karşılanmış, anne-babasıyla kaliteli zamanlar geçirmiş, ailesinin sıcaklığını gönül dünyasının derinlerine kadar hissetmiş olan çocuğun duygusal manada sevgi deposu dolu demektir.
Sevdikleri tarafından sevildiğini hisseden çocuk kelebekler gibi uçuşur, çiçekler gibi açar, kendinden emin ve özgüvenli olur. Deyim yerindeyse çocuk, sevildiği yerde kuşlar gibi cıvıldar, hem kendi dünyasını neşelendirir hem de bulunduğu ortamı kişilerin yüreklerini yumuşacık eder. Çocuk bu şekilde daha dingin, daha dengeli ve daha huzurlu olacaktır. Bu bağlamda sevgi dili ebeveynler ve çocuklar için çok önemlidir.
Küçük yaşlardan itibaren sevgi ihtiyacı karşılanmamış, bakımını üstlenen kişiyle bağlanma süreci zarar görmüş, maddi ve duygusal ihtiyaçları göz ardı edilmiş çocukların hem ergenlik hem de yetişkinlik dönemlerinde sosyal ilişkilerinde problemler yaşadıkları ve güven duymak noktasında ciddi sorunlar yaşadıkları görülmüştür. Sevgi ve güzel duyguların çocuğun gönlünde karşılık bulması, çocuğun bu sevgiyi samimi görmesi çok önemli bir konudur. Kısacası sevgi öylesine derin olmalı ki anne-babadan çocuğa ya da çocuktan anne-babaya doğrudan geçebilsin, gönüllerde karşılık bulabilsin.
Sevgiyi ifade etmenin farklı yoları, farklı formları vardır. Çocuklarını çok sevdiklerini, buna rağmen çocukların çok hırçın ve tepkisel davrandıklarını söyleyen bir anne-baba, muhtemelen çocukla aynı frekans üzerinden ilerleyemiyorlardır. Ya da çocuğun ihtiyacı olan duygu derinliği ile verilen duygu uyuşmuyor olabilir. Sevgi kadar sevginin veriliş biçimi ve çocuğun neye ihtiyacı olduğu da çok önemli bir konudur. Doğru yöntemin yapılabilmesi için anne-babalar tarafından doğru teşhisin yapılması çok önemlidir.
Sevgi eylem gerektirir ve somut çıktıları olmalıdır. Sadece söylem de kalan sevgi çocuğun dünyasında yeteri kadar tesirli olamayabilir. Çünkü çocuklar ortaokul dönemine kadar somut işlemeler döneminde oldukları için mecazları ve duygusal kavramları tam manasıyla anlayamayıp içselleştiremezler. Bazı çocuklar sevgi ihtiyaçlarını temas edilerek gösterilmesi isteyebilirler. Bu durumda çocuktan izin almak kaydıyla yanaklarından öpülerek, saçlarını okşanarak, omuzlarına dokunarak çocuğa sevginin tam manasıyla geçmesi sağlanabilir. Bunun yanında bazı çocuklar temastan kaçınmak isteyebilirler ki bu durum günümüzde çok yaygındır. Bu tip çocuklara sahip ebeveynler de çocuklarıyla birlikte oyunlar oynayarak, çocuklarının oyunlarına dâhil olarak çocuklarını duygusal manasa sarıp sarmalamasını sağlayabilirler.
Sevgi eylem gerektirdiği kadar emek de gerektirir. Yani sevginin ne kadar ve nasıl gösterildiği de çok önemlidir. Sevginin doğru yere, doğru kanaldan ulaşması, çocuğun gönül dünyasında karşılık bulması sağlıklı çocukluk için elzemdir. Değerli anne-babalar hepiniz Selvi boylum, al yazmalım filmini hatırlıyorsunuzdur. Filmin bir sahnesinde “Sevgi neydi? Sevgi emekti” repliği herkesin hafızasında mutlaka yer etmiştir. Bu durum modern psikolojide de önemli bir yere sahip olan “besleyip, büyüten sevgi” sözüyle de paraleldir aslında. Sevgi söylemden ziyade içerisinde taşıdığı mananın ortaya çıkmasıyla, bu söylemin ete kemiğe bürünmesiyle ve somut şekilde kendini hissettirmesiyle daha kıymetli ve görünür hale gelecektir. Tıpkı ilgilendiği çiçekleri sevdiğini söyleyen bir kişinin çiçeklerine su vermeyip sadece onların yanına gidip ben sizi seviyorum demesi gibi… Çiçeklerin yeşermesi için güzel sözlerin yanında somut adımlar ve eylemler de çocuğun sağlıklı ve dengeli gelişimi için çok kıymetlidir.