SON DAKİKA
hava
Advert
Google News

SADECE 25 KASINDA DEĞİL, HER ZAMAN KADIN ŞİDDETİNE HAYIR

Son Güncelleme :

2024-11-25 16:59:57

Tarihe şöyle bir bakalım, kadına karşı şiddet ilk olarak ne zaman başlamıştır?

Aslıda kadına karşı şiddet maalesef hep vardı.

Yapılan araştırmalar göstermiştir ki kadına karşı olan şiddet, arkeolojik çalışmalarda tespit edildiği kadarı ile 3 bin yıl öncesinden de vardı.

Şiddet bütünü ile, zaman ve sosyal yapıya göre değişiklik göstermesine rağmen tarih boyunca insanlık için her zaman sorun olmuştur.

Bu şiddetin uluslar arası, boyutu olduğu gibi,  aile içi şiddet, partnerler- bireyler arasında kadar var olan bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.

Arkeolojik kazı buluntularında erkelerin kemiklerindeki kırılma oranı %9-20 iken bu kadınların kemiklerinde %35-40 oranındadır. Buda bize bir anlamda kadınlara olan şiddetin bundan 3 bin yıl öncesinde de var olduğunu ve 3 bin yıl öncesi ile günümüz arasında kadına yönelik şiddette hiç bir şeyin değişmediğini göstermektedir.

Kadının şiddet görmesinin en belirgin nedeni bazı noktalarda eğitim, ekonomik özgürlük vs.. dense de aslında kadının karşı cinsi olan erkeğe karşı fiziksel güç olarak daha zayıf olmasından kaynaklanmaktadır. Şayet kadın fiziksel güç olarak erkek kadar güçlü olsaydı şiddete bu kadar maruz kalmazdı, yada en azından erkeğin şiddete maruz kaldığı oranda şiddete maruz kalırdı. Yani tam olarak laf yerine oturmasa da  bazı erkekler  kadına karşı bir nevi orman kanunlarını uygulamaktadır.

Bizim kendimizin kadına uygulanan şiddeti önleme  konusunda ne kadar samimi ve  başarılı olduğumuzu test etmek için, yaşadığımız toplumumuzdaki kadına olan şiddete karşı ne kadar duyarlı olduğumuz ile başarı oranımız ortaya çıkacaktır.

 Ne zamanki, değil ülkemizde, bölgemizde, ilimizde mahallemizde, sokağımızda taa Dünyanın en ücra köşesinde kadına uygulanan şiddet karşısında bizim şah damarımızda akan kandan ve yüreğimizin çarpıntısında en üst perde de rahatsızlık duyarsak ve tepki gösterirsek o zaman verdiğimiz tepki kadar sınavda başarılı olduğumuz anlamına gelecektir.

Kadına karşı şiddeti önleme günü olan 25 kasımın seçilmesi aslında Dominik Cumhuriyeti’nde dönemin Dominik Cumhuriyetinin diktatör yöneticisinin, Mirabal kardeşler adlı üç Kız kardeşin, Diktatör Rafael Trujillo’nun destek ve talimatları ile yönetimi tarafından vahşice katledilmesinden sonra BM tarafından Kadına yönelik şiddeti önleme günü olarak ilan edilmiştir.

Dünyada kadına uygulanan şiddete karşı bir türlü etkili önlemler alınamaması, şiddetin engellenememesi nedeni ile BM 25 Kasım’ ı kadına yönelik şiddete karşı mücadele günü olarak ilan edilmiştir.

Peki bu kararın BM tarafında ilan edilmesi ile kadına karşı şiddet önlenmiş yada azalmış mıdır?  Kesinlikle hayır kadına karşı şiddet ne azalmış ne de önlenebilmiştir.

Yukarıda da belirtiğim üzere kadınların şiddete uğraması günümüzden binlerce yıl öncesine dayanmaktadır.

Binlerce yıl öncesinden beri kadına şiddet var olduğu gibi, 1960 yıllarında Mirabal Kardeşeler katledilirken de var olmuş ve günümüzde halen bütün pervasızlığı ile devam etmektedir.

Sonuç olarak kadınları yeterince koruyamıyoruz. Aslında kadınları koruyan kanunlarımız yasalarımız var, bir çok ülkede de var ama cezalar var olmasın rağmen halen kadına şiddet devam ediyorsa, halen kadınlar sokak ortasından öldürülüyor, halen kadınlar bin bir entrika ile kaza süsü verilerek katlediliyorsa, hem geri kalmışlığın hem de yetersiz eğitimin ve vicdansızlığın ta en üst noktasında olduğumuzun göstergesidir. Demek ki kanunlar yetersizdir. Demek ki kanunlar caydırıcı değildir.

Maalesef ki Dünyanın diğer bazı toplumlarında ve bizim toplumumuzda bazen aynı suçu işleyen kadın ve erkeklerin işledikleri suçun aynı olmasına karşın, toplumsal yargı olarak cezalandırılan kadın oluyor, erkek cezalandırılmıyor, neden derseniz, çünkü bu tür toplumlarda kadın zayıf görülüyor, çünkü tırnak içerisinde söylüyorum kadının şiddete uğraması yada katledilmesi bir erkeğin şiddete uğraması yada katledilmesi kadar önemsenmiyor. O halde olması gereken ne? Hemen söyleyeyim; olması gereken, böyle bir durumda yapılacak tek şey var, madem kadın fizikken zayıf-güçsüz olduğundan dolayı şiddete maruz kalıyor o zaman kadını koruyacak olan yasalar olmalıdır, peki yaslar var ve halen şiddet önlenemiyorsa demek ki cezalar yetersiz kalıyor, o zaman kadına şiddet uygulandığında cezaların bu günkü verilen cezalardan en az üç kat daha artırılarak uygulanmalıdır.

Kadına uygulanan şiddet, yaşamın tadının kaçması demektir.

Kadın kalkan eler kırılsın diyoruz.

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.